Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.
Hegel


Müzik ve görsel sanatlarda nesnelliği ve sadeliği ön plana çıkaran minimalist akımın kökeni 1960’lara dayanır. Daha az ile daha fazlasına sahip olmak ya da azdan çok yaratmak olarak düşünebiliriz.


Çok olan bir ortamda “tek başına” yaşayan bir kişi, minimalist felsefeyi benimseyebilir. Bu da "Az" kavramının değişkenlik göstergesidir. Bu durum, her şeyin bir adet olarak kullanılması ya da tümüyle hiç kullanılmaması anlamına da gelmez.


Minimalist yaşam “bireysel olarak özgürlük” alanı oluşturmak demektir. Geçmişse takılıp kalmaktan kaçınmayı, geleceği düşünüp kaygılanmayı bir kenara bırakıp, “an”da kalmayı başarabilmektir.


Önemli olan az şeylere sahip olmak değil, sahip olduklarımıza yüklediğimiz anlamlardır.


Neleri önemsediğiniz, neleri değerli kıldığınız vs gibi unsurlar, minimalizmi tanımlamada kullanılabilir.


Daha öncede söylediğimiz gibi minimalizm 1960’lı yıllarda bir sanat akımı olarak ortaya çıkmıştır.


Alman düşünür Hegel şu sözleriyle minimalist sanat akımını gayet açık biçimde ifade etmiştir: “Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.”




Minimalizm;


  • Arzularımızı kontrol altına almamıza,

  • Zamanımızı doğru kullanmamıza,

  • “An”da yaşamanın farkında olmamıza,

  • Sevdiğimiz şeylerin peşinden gitmemize

  • Kendi anlamımızın farkında olmamıza

  • Özgürlüğü tatmamıza,

  • Daha az tüketmemize,

  • Bireysel olarak gelişmemize


yardımcı olacaktır.


Tasarım alanında da minimalist çalışmalar, görseller ve baskılar daha dikkat çekici olacaktır.